- Tepebağ Evlerini fotoğraflayın
- Ramazanoğlu Konağını gezin
- Ulu Camii Medrese bahçesinde kahve için
- Ulu Camii’nin içinde zaman geçirin
- Tabiki kebap yiyin [/info]
Hitit’lilerden Osmanlı’lara, gelmiş geçmiş bir çok medeniyetin beşiği Adana. Adını, Yunan mitolojisine göre, Gök tanrısı Uranus’un oğlu Adanus’tan almış.
Bir Adana türküsü olan Adana Köprü Başı türküsü eşliğinde yazmaya başlıyorum Adana Gezilecek Yerler yazımızı. 🙂
Adana’ya İstanbul’dan 05:45 uçağıyla gittim. Yolculuk yaklaşık 70 dk sürüyor. Yalnız bu şehre uçakla gelecekseniz ve siz de günün ilk saatlerini seçecekseniz, uçağın cam kenarında olmanızı özellikle tavsiye ederim. İniş esnasında muazzam bir görüntü ile karşılaşacaksınız.
Bu küçük havalimanından ayrıldıktan sonra merkeze gitmek çok basit. Havalimanındaki taksileri tercih ederseniz, normalin %25 üzerinde bir ücret ödemeniz gerekiyor. Eskiden kalmış bir hakkın devam etmesi sonucu havalimanı taksilerine böyle bir ayrıcalık tanınıyor. Biz taksi yerine dolmuşu tercih ediyoruz. Çünkü dolmuşla ulaşım çok basit ve çok ucuz. Havalimanından çıktıktan sonra sağa doğru gidip yolun karşısına geçiyorsunuz. Hemen ileride sağdaki otobüs durağından 1 numaralı dolmuşa bineceksiniz. Yaklaşık 10 dk sonra şehir merkezinde olacaksınız.
Yazıda geçen Diğer Gezilecek Yerler Hariç belirttiğim tüm yerleri 1 tam gün içerisinde rahatlıkla gezebilirsiniz. Hatta araba kiralarsanız, diğer gezilecek yerler arasından bazı lokasyonları da görme fırsatınız olabilir.
Adana’da bir çok yeri gezdim, gezemediğim yerlerle ilgili de edindiğim bilgileri yazıya ekledim.
Adana Gezi Rehberi:
Geziniz için bu harita sizlere çok yardımcı olacaktır. Resmi kaydetip, büyüterek gezilecek noktaları daha net görebilirsiniz. Bu bölümdeki heryeri yürüyerek gezebilirsiniz.

Adana Taş Köprü
Köprü sadece yaya trafiğine açık. 319 m uzunluğunda, 13 m yüksekliğinde, 21 kemerden de 14’ü ayaktadır. Adana’nın simgesi haline gelmiş köprü bir Roma dönemi eseridir. Dünyanın halen kullanılan en eski köprüsü olması burayı ayrıca özellikli kılıyor. Sabahın erken saatlerinde üzerinden bisikletleri ile geçen Adana’lıları mutlaka fotoğraflamalısınız.

Adana Merkez Sabancı Cami
Adana’nın standart fotoğraflarında yeralır. Taş Köprü arkasında görülen Sabancı Merkez Camii, Türkiye ve Ortadoğu’nun en büyük camisidir. 1998 yılında hizmete açılmış. İçini gezmedim, ancak merkez park içerisinden de çok hoş bir görüntüsü var.

Adana Merkez Park
Seyhan Nehri kenarında, Sabancı Merkez Cami yanında büyük bir park. Mola vermek için burayı tercih edebilirsiniz. Biz burada trene binerek çocuklar gibi keyifli bir tur attık. Buradan Sabancı Merkez Camii’nin görüntüsü de çok hoş. Park içerisinde çocuk oyun alanları da bulunmakta.

Adana Sinema Müzesi
Sinemada emeği geçmiş Adanalı’ların balmumu heykellerinin, resimlerinin, film afişlerinin olduğu bir müzeymiş. Nostaljik bir yolculuk yapmak için müzeye girmeyi isterdim ancak tadilat nedeni ile kapalıydı. 2016 yılbaşına yetiştirmeye çalışacaklarmış.

Adana Atatürk Bilim ve Kültür Müzesi
Atatürk’ün 15 Mart 1923’te kent ziyaretinde konuk olduğu evdir. Ramazanoğlu Suphi Paşa bu binayı Atatürk’ün emrine vermiş. 1981’de müze olmuş. 19.yy geleneksel Adana evlerinin bir örneği. Müzede Atatürk’ün Adana seyahatlerini anlatan büyük fotoğraflar, Kuvayi Milliye dönemine ait eşyalar, etnografik eserler ve döneme ait gazete arşivleri sergileniyor. Giriş ücretsiz. Pazartesi günleri hariç 08:30-12:00/13:00-16:30 arası müzeyi ziyaret edebilirsiniz.

Adana Tepebağ Evleri
Adana’nın annesi Ulu Cami, babası da Tepebağ’daki evleridir diyebiliriz. Tepebağ Adana’nın en eski mahallesi. Yol kenarında Sinema Müzesinin olduğu sırada restore edilmiş hallerini görebilirsiniz. Ancak biz henüz restore edilmemiş, kendi haline bırakılmış, çoğu da terkedilmiş Tepebağ Evlerinin olduğu ara sokakları gezdik. Hayalet bir mahalle olmuş. Zamanında zengin-fakir ayrımının olmadığı, bütün bayanların kapı önüne oturduğu, komşuluğun çok iyi olduğu, herkesin birbirini tanıdığı, ahbap olduğu o günleri bu sokaklara girince hayal edebilirsiniz. Bu mahallenin yıllanmış sokaklarında zamanda yolculuk yapacaksınız.

Kemeraltı Camii
Önceleri “Tarsus Kapısı” olarak anılan semte sonradan “Kemeraltı” ismi verildiğinden, cami de bundan dolayı bu ismi almış. 1548 yılında yapılmış ve dışarıdan gördüğümüz kadarıyla mütevazi bir cami.

Bebekli Kilise
Tepebağ’da, 1880’li yıllarda yaptırılmış, İtalyan Katolik Kilisesidir. Kilisenin tepesinde 2,5 boyunda Meryem Ana heykeli bulunmaktadır, bu heykel bebeğe benzediği için Bebekli Kilise denilmiş. (diğer bir rivayet de çocuksuz bir annenin dualarından sonra bebeğinin olması nedeni ile de Bebekli Kilise denilmiş.) Kiliseden sorumlu kişiler çok sıcak, muhabbet edip genel bilgi alıyoruz. Çok hoş, çiçeklerle renklenmiş ferah bir bahçesi var. Kilise içi haç şeklinde tek bir koridordan oluşuyor. Kiliseyi Salı, Çarşamba ve Cumartesi günleri 14:00-16:00 arası ziyaret edebilirsiniz.

Yağ Camii (Eski Camii)
Saint Jacque adına yaptırılmış eski bir Haçlı Kilisesiyken 1501 yılında Ramazanoğlu Halil Bey tarafından camiye çevrilmiş. Büyük bir avlunun etrafında sıralanan dershane, yatakhane ve çeşitli hücrelerden meydana gelen medresesi bulunuyor. Bir zamanlar önünde yağ pazarı kurulduğu için Yağ Cami denilmiş. Önceden kullanılan adı Eski Camii imiş.

Büyük Saat Kulesi
1881 yılında Vali Ziya Paşa tarafından yapımına başlanmış, 1882 ylında Vali Abidin Paşa tarafından tamamlattırılmış. Kesme taş üzerine tuğlalardan yapılmış olan kule, 32 m uzunluğunda. O dönemler saat kuleleri modernliğin sembolüymüş.

Adana Çarşı Hamam
Saat Kulesi’nin karşısında yer alan bu hamam, Adana’nın en eski hamamıdır. Ramazanoğlu Halil Bey’in oğlu Piri Mehmet Paşa tarafından 1529’da yaptırılmıştır. Hamam düzgün taşlarla örülmüş mermerlerle kaplanmıştır. Giriş kapısı üzerindeki kitabesi taş oymacılığının en güzel örneklerinden. Yapıldığı dönemlerde suyu büyük dolaplarla ve oluklarla Seyhan Irmağı’ndan getirilirmiş. Hamam özel şahıslar tarafından işletilmeye devam ediliyor, sabahları bayanlara, öğleden sonraları beylere hizmet veriliyor. Bir bayın, sabah saatlerinde bir tarihi esere bakmak niyetiyle paldır küldür içeri dalmamasını öneririm. Çünkü kapıdan geçer geçmez hamam bölümüne girmiş oluyorsunuz. İçerideki bayanları o halde görmek istemezsiniz diye düşünüyorum. Zira bir bayan olarak ben bile utanarak çıktım hamamdan. 🙂 Hamama dışarıdan bakmanız yeterli.

Tarihi Kazancılar Çarşısı
Zamanın bakırcıları ve kazancılarının bulunduğu bir çarşıymış. Şimdilerde her türlü ihtiyacınızı karşılayabileceğiniz bir çarşı. Eski bir iki tane dükkan var, fotoğraf çekmek isteyenler güzel kareler yakalayabilir. Çarşıda gezerken duvarlarda bir çok ünlünün fotoğrafına rastalayacağınız Kazancılar Restoran da burada, akşamınızı rakı kebap eşliğinde şenlendirebilirsiniz.

Hasan Ağa Cami
Adana’daki Osmanlı mimarisini yansıtan ilk cami olması camiyi tek özellikli kılan yanı.. 1558’de çivi kullanılmadan yapılmış, sade, alçak katlı, tek şerefeli bir minareye sahip. Yalnız caminin terkedilmiş bir havası var. Restore edilmekte sanırım. Kapısı da kapalı olan camiiyi sadece dışarıdan inceleyebilirsiniz. Belki restore edildikten sonra ilgi çekebilecek bir cami.

Adana Ulu Cami ve Külliyesi
Ulu Cami Külliyesini Çarşı civarında göreceksiniz. Ramazanoğlu Beyliği Döneminde Halil Bey tarafından 1507 yılında yapılmış, 1541 yılında yapımı tamamlanmış. Kesme taştan yapılmış, şehrin en önemli tarihi yapılarından biri. 1998’de Sabancı Merkez Cami yapılana kadar Adana’nın en büyük camisiymiş. 1493 yılında Küçük Mescit ile başlanmış külliye 1495 yılında Ramazanoğlu Konağı Haremlik Bölümü, 1497 yılında Selamlık Bölümü, 18.yy’ın sonlarında Türbe bölümü yapılarak bu halini almış. Yani Ulu Camii Külliye, Ulu Cami, Medrese, Türbe, Hamam ve Ramazanoğlu Konağından oluşmaktadır.
Medrese şu an kültür sanat merkezi olarak kullanılmakta. Medresenin ortasında bir şadırvan var ve etrafı yemyeşil. Kenardaki bölümde tabure ve masalar bulunuyor. Burada oturup huzur içerisinde Türk Kahvenizi içebilirsiniz. Bizim ziyaretimiz esnasında içeride ney dersleri verilmekteydi.

Ramazanoğlu Konağı
En güzel kısmı bu bölümde sona bıraktım. Ramazanoğlu Konağı, tarihi ve mimari açıdan Adana’nın en eski evidir. Adana ziyaretiniz esnasında mutkaka burayı gezi listenize eklemelisiniz. Konağa 1 TL’lik bir bağış ile giriş yapabilirsiniz. Ancak bu tür değerlerin yaşaması ve daha da zenginleşmesi için bağışınızı yükseltmenizi öneririm. Pazar günleri ve Pazartesi sabah saatleri hariç diğer günler ziyaret edebilirsiniz.
Tarihçesinin bir kısmını direk konakta yazan hali ile yazıyorum; Beylik sarayının ilk kez, Adana’nın Türkler tarafından fethinden hemen sonra 1360-1400 yılları civarında inşa edildiği düşünülüyormuş. Bu durumda Türkiye’nin ve hatta dünyanın, halen ayakta olan en eski sivil mimarlık örneği binalarından biri olması nedeniyle önemlidir. Piri Paşa Vakfiyesine göre saray, bahçe içinde, yüksek ve büyük bir binadır. Pek çok odaları olduğu ve müştemilatı kayıtlıdır. Tanımı, Orta Asya saray geleneğine uygun olduğunu gösteriyor. Bugün ayakta kalan, sarayın Selamlık bölümüdür. Saray ve konakların idari konularda teşkilatı vardı. Meclis veya divan adı verilen bir kabul salonu-taht odası ile Beylik hazinesi ve arşivleri de burada idi. 14-15-16 Aralık 1535’te Kanuni Sultan Süleyman burada kalmış. 4.Murat, Mart 1628’de burada ağırlanmış. Büyük şair ve Adana Valisi Ziya Paşa, valiliği sırasında (1878-1880) sarayın giriş katındaki salonu kabul salonu olarak kullanırmış. Şu an ise Adana’nın ilk müze-kültür merkezi niteliği taşıyan Çukurova Üniversitesi Ramazanoğlu Konağı Kültür Merkezi 3 Haziran 2009’da tarihe ve kültüre ilgi duyanlara kapılarını açmış. Giriş katındaki büyük salon, özellikle konferans, sergi, konser olmak üzere, çeşitli alanlarda kültürel etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Her cumartesi konferans ve her ayın son cumartesi de konser düzenleniyor.

Siz hiç bir peri ile karşılaştınız mı bilmiyorum, ama ben hayatımda ilk defa peri gibi bir insanla işte bu konak içerisinde karşılaştım. Kendisi Doç.Dr. Gözde Ramazanoğlu. Ramazanoğlu Konağı Kültür Merkezi’nin müdürü. Konağın bu günkü halini alabilmesi konusunda çok emeği geçmiş biri. Konak içerisindeki bölümleri, tarihi anlatırken sanki elinde sihirli bir değnek vardı ve anlattığı yerleri işaret ettiğinde o yerler aydınlanıyordu. 🙂 Bilgi birikimi, içten ve mütevazi tavırları bizi kendisine hayran bıraktı. Ve onun sayesinde Adana’da gezi listemize sığdıramayacağımız yerleri de görme fırsatı yakalamış olduk. Konak içerisinde görevli Mehmet Bey de, konak hakkında bilgiye sahip. Konağa geldiğinizde anlatımla daha da bütünleşen bir yapı içerisinde gezeceksiniz. Biz tesadüfen Gözde Hanım ile karşılaştık ve belirtmeliyim ki çok şanslıydık.

Adana Arkeoloji Müzesi ve Adana Etnografya Müzesi
Bu iki müze de kapalı. Bu müzelerdeki eserler mevcut bulundukları alanların yetersiz olması nedeni ile taşınıyor. Milli Mensucat Fabrikası, yeni Adana Müzesi olarak yapılandırılacakmış. Tam 68 dönümlük bir alanda kurulacak ve Türkiye’nin en büyük müzesi olacakmış. İçerisinde Sanayi, Arkeoloji, Etnografya, Tarım, Çocuk ve Kent Müzesi yeralması planlanmaktaymış. Yine içerisinde kütüphane, tiyatro ve sinema salonları, oyun salonları ve kafe de bulunacakmış. Tamamlanma tarihi henüz belli değil.
Diğer Gezilecek Yerler:
Geziniz için bu harita sizlere çok yardımcı olacaktır. Resmi kaydetip, büyüterek gezilecek noktaları daha net görebilirsiniz.

Dilber Sekisi
Nehir kenarında yürüyüşünüzü yapabileceğiniz Taş Köprü’den yaklaşık 6 km uzaklıktaki bölüm. Güzel manzaralı bir yürüyüş alanı.

Çobandede Parkı ve Çobandede Türbesi
Göl kenarında çayınızı içebileceğiniz, içerisinde yapay şelalesi ve türbesi bulunan bir park. Bol bol gelin-damat göreceğiniz bu alanda muhtemelen sadece manzarası ilginizi çekecektir.

Seyhan Barajı-Baraj Gölü
Güzel manzarası var. Seyhan Baraj setinin üzerinden geçebilirsiniz. Yol üzerinden giderken ilginç bir görüntü ile karşılaşmış olacaksınız. Sağ tarafınızda uçurum, sol tarafınızda göl olacak. Bu arada balon şeklinde küçük bir yarımadaya girdik. Buraya gelinler gelir, danseder sonra da toplanıp giderlermiş. Böyle bir gelenek varmış. Göl etrafında gezerken gölde minik adacıklar göreceksiniz. Bunlardan birinin adı Sevgi Adası. Bu manzara karşısında oturup çayınızı içebilirsiniz. Yelken kulübünün bulunduğu alandaki kafelerde kahvaltınızı yapabilirsiniz.

Şar Antik Kenti (Şar Ören Yeri)
Kayseri’ye çok yakın. Adana Merkeze yaklaşık 4 buçuk saatlik uzaklıkta. Hitit, Roma ve Bizans eserler yer alıyor. Günümüzde ayakta kalabilmiş eserlerin çoğu Roma Dönemi’ne ait. Bölgedeki en önemli eser bir Roma senatörü adına yapılan Kırık Kilise’dir.

Feke Kalesi
İpek Yolunun başka bir korucusudur. 12.yy’dan kalma bir kaledir. Manzarası etkileyici. İçindeki bahçe ve havuzu günümüze kadar kalmış. Dikdörtgen plana sahip ve kalenin 8 burcu ve 1 gözetleme kulesi bulunuyor. Adana merkeze 125 km uzaklıkta.

Varda Köprüsü
Adana-Ankara yönünde Karaisalı ilçesinde bulunuyor. Halk tarafından Koca Köprü diye de anılıyor. Yaklaşık 1,5 saatte buraya ulaşabilirsiniz. 99 metre yüksekliğinde, 200 m uzunluğunda olup 1912’de Almanlar tarafından inşa edilmiş bir köprü. Köprünün yapılış amacı İstanbul-Bağdat-Hicaz Demiryolu Hattını tamamlamaktır. İlçede bu köprü ile beraber Kapıkaya Kanyonu da bulunuyor.

Anavarza Kalesi ve Antik Kenti
Adana merkeze 70 km Kozan’a 20 km mesafededir. Dilekkaya köyünde yer almaktadır. MÖ 9.yy’da Asurlular tarafından kurulan kent Roma hakimiyetine girdikten sonra büyüyüp gelişerek Anadolu’nun en önemli metropol kentlerinden biri konumuna yükselmiş. Sadece hamam, kilise, devasa sur ve sütunlu yol şu an yaşıyor olmakla birlikte kale sağlam bir şekilde ayaktadır.

Yılan Kale (Şahmeran Kalesi)
Adana merkezden yaklaşık 40 km uzaklıktadır. Toros dağlarını aşarak Antakya’ya giden önemli tarihi yolun üzerinde 11.yy’da yapılmış Haçlı Kalelerindendir. İpek Yoluna bekçilik yaparmış. Kilise ve sarnıcı bulunan bir kale olup, ovadaki diğer kaleler de görüş alanı içinde bulunuyormuş. 1671 yılında buradan geçen Evliya Çelebi kaleyi Şahmeran Kalesi olarak tanıtmış. Ünlü Şahmeran hikayesinin kaynağı bu kaledir.

Şahmeran Efsanesi şöyledir;
Söylentiye göre Yılan Kale’de çok yılan yaşarmış. Yılanlar sütle beslenirmiş. Günün birinde sütsüz kalacaklar ve kaleden çıkıp Misis’e inerek orada yaşayanları sokacaklarmış.
Diğer bir söylentiye göre; çevrede yaşayan beylerden biri çaresiz bir derde tutulmuş. Yapılan ilaçlar hiç fayda vermez olmuş. Bir doktor, Beyi iyi edecek şeyin yılanların padişahı Şahmeran’ın gözleri olduğunu söylemiş. Ama kimse Şahmeran’ı bulamamış. Yılanlar padişahı, insanoğullarından birine büyük bir iyilikte bulunarak onu yılanların sokup öldürmesinden kurtarmış. İşte bu insanoğlu, Şahmeran’ın saklandığı yeri biliyormuş. Yalnız bu insanoğlu beyin vereceği ödülü kazanmak için Şahmeran’ı yakalamaya karar vermiş. İnsanlar arasında Şahmeran’ın saklandığı yeri bilen tek kişi o imiş. Bu arada Şahmeran çok güzel bir kıza aşık olmuş. Bu kızı daha iyi görebilmek için kızın gittiği hamamın tepesine çıkmış ve oradan kayıp hamamın ortasına düşmüş. İşte onu takip eden ve onu bilen insanoğlu Şahmeran’ı bu hamamda öldürüp, gözlerini götürmüş. Gözleri yiyen bey iyi olmuş.
Misis Antik Kent
Adana merkeze yaklaşık 45 km uzaklıktadır. Ceyhan nehri kıyısında tarihi İpek Yolu’nun bir parçası olarak kalan bölgedir. Tarih boyu 15’ten fazla medeniyete ev sahipliği yapmış. Adana’nın şehir dışında görülebilecek yerlerinden. Misis Antik Kenti’nde bir yapının mozaik taban döşemeleri, akropol surları, hamam, su kemerleri ve 9 gözlü bir taş köprü hala yaşatılmaya çalışılan kalıntılar.

Yumurtalık Ayas Antik Kenti
Şirin mi şirin Ayas bir liman kasabası. MÖ.3-4.yy’larda Makedon komutanlar tarafından yapılmış bir liman kenti. Antik Kilikya’nın en önemli liman kenti Ayas MÖ.1.yy’da en parlak dönemini yaşamış. Ayas Kalesi, Süleyman Kulesi, Marco Polo iskelesi kentin ayakta kalan eserleridir. Kentin hemen yanında bulunan adadaki Liman Kalesi görülmesi gereken yerlerden.

Yaylalar
Adana yerli halkı yaz aylarında sıcaklardan kaçmak için yaylaları tercih eder. Adana’yı kuzeyden çevreleyen Toros Dağlarında bir çok yayla vardır. Olukbaşı, Horzum, Çulluuşağı, Göller, İnderesi, Çatak, Kızıldağ, Meydan, Bıcı, Kosurga, Tekir, Bürücek, Belemedik, Armutoğlu, Fındıklı, Asa, Yenikonacık, Eskikonacık ve Kamışlı başlıca yaylalardan. Biz planımıza dahil edemesek de önerilen yaylanın Tekir Yaylası olduğunu belirtelim.

Adana’yı Gezmek İçin En Uygun tarihler
Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül ayları çok sıcak olduğu için, diğer aylar ziyaret edebilirsiniz. Çok daha keyifli geçmesini dilerseniz bahar aylarında gidebilirsiniz.
Ancak festival zamanlarında da ayrıca keyifli olabilecek şu zaman dilimlerini öneriyorum;
Portakal Çiçeği Festivali: Nisan aylarında yapılan bu festivale katılabilirsiniz. Karnaval havasında geçen bu festival Atatürk Caddesi ve Ziya Paşa Bulvarında düzenleniyor.

Eski Adıyla “Dünya Rakı Festivali” Yeni Adıyla “Adana Kebap ve Şalgam Festivali”: Bu sene 12-13 Aralık düzenlenecek Rakı Festivali, Kazancılar Çarşısında gerçekleşiyor. Dilerseniz bu festival ile gezi tarihinizi denk getirebilirsiniz.

Adana Oteller
Kısa bir Adana gezisinde Adana konaklama için merkezdeki otelleri tercih edebilirsiniz. Hotel Bosnalı önerebileceğimiz butik otellerden biri. Hotel Bosnalı’da rezervasyon için bu linki tıklayabilirsiniz.
Şu link üzerinden de diğer otelleri inceleyebilir, rezervasyonunuzu yaptırabilirsiniz.

Adana Yemek Kültürü
Burada yemekte, “önce gözünü doyur, sonra karnını doyur” bakış açısı var. İstanbul’a nazaran %50 daha ucuza yemek yenilebilir. Eskiden seyyar gezen arabalarda kebap satılırken bu kebapçılar şimdi restoran olmuş. En iyi restoranlar diye bişey yazmak çok anlamlı gelmiyor bana, çünkü hepsi güzel. Biz yemek için Turgut Özal Bulvarı’ndaki Eyvan Kebap’ı tercih ettik.
Neler yiyebilirsiniz; kebap, ciğer, sarma, içli köfte…

Bici Bici: Buzdan yapılıyor. Eskiden kardan yapılırmış. Ora Kafe’de yenilebilir.
Şırdan: Bir tür sakatat. Bağırsak dolması. Sokak başlarnda kazanlarda satılıyormuş. Eğlenceli bir gece sonrası alkolün etkisi ile fena olmayabilir. Denemedim, denemeyi de düşünmüyorum. 🙂 Ancak seveni çok.
Şalgam: Yoldan geçerken herhangi bir şalgamcıdan alabilirsiniz. Mesela Baraj yolunda Doktorum Şalgam var. Tercih edilebilir. Ya da Çakmak Caddesinde Kızlar Şalgamı tercih edebilirsiniz. Önemli detay: Doğal olduğu için 1 ay içerisinde tüketilmesi gerekiyor.
Tatlı: Taş kadayıf tercih edilebilir. Merkezde Gönül Kardeşler ayaküstü gidip tatlı yiyebileceğiniz bir mekân. Mekâna giriyorsunuz, istediğiniz tatlılardan ayaküstü yiyorsunuz, çıkarken de yediklerinizi belirtip kasada hesabınızı ödüyorsunuz. (kadayıf dolması, gönül bohçası tercih edilebilir.)
Adana’da Denize Nereden ve Ne zaman Girilir?
Yumurtalık ve Karataş’tan denize girilir. Haziran-Eylül arası deniz çok sıcak… Bu nedenle daha ferah bir suya girmek istiyorsanız bahar aylarını tercih edebilirsiniz. Bu arada Adana da karakış olmadığı müddetçe sürekli denize girilebilir. Ancak tesislerinin pek olmayışı, yaz aylarında çok sıcak olması nedeni ile deniz-güneş-kum tatili için öneremeyeceğim.


Adana Gece Hayatı
Ziya Paşa Bulvarı’nda alışveriş mağazaları, kafelere, hoş mekanlara rastlayacaksınız. Biz çoğu mekan dolu olduğu için Newport’ta vakit geçirdik.
Adana usülü bir eğlence istiyorsanız Kazancılar Çarşısı’ndaki Kazancılar Restaurant’ı tercih edebilirsiniz.

Yine Turgut Özal Bulvarı’nda da Hayal Kahvesi gibi kafe-barları tercih edebilirsiniz.

Hotel Bosnalı’nın terası da inanılmaz güzel bir manzaraya sahip. Akşama doğru hava kararmaya başlayıncaki saat itibari ile bu otelin terasında kahvenizi yudumlayabilirsiniz.
Adana’dan Hediyelik Eşya Nereden Alınır?
Ulu Camii Külleyesinin içerisinde Ramazanoğlu Konağa doğru giderken solda bahçeli bir yapı göreceksiniz. Burası Oya Evi. Çukurova Bölgesi iğne oyaları ile yapılmış takı ve aksesuarlardan alabilirsiniz.

Ramazanoğlu Konağını hemen geçtiğinizde solda Adanus Art Gallery (Ömer Erdoğan)’den magnetten, biblolara kadar, ilginç işçiliklerin de olduğu eşyalardan alabilirsiniz.

Geldik güzel bir seyahatin sonuna;
O kadar gezdik gördük, peki Adanalı’lar nasıllar derseniz, cevabım şu olur; damarına basmadığınız müddetçe çok sevecen insanlardır 🙂 Gezdiğim müddet boyunca bir çok Adana’lı ile tanıştım, çoğu ile dolu dolu muhabbet ettim. Hepsi güleryüzlüydü ve içten davrandılar. Laf arasında Sadi Amca’ya selamlar 🙂 Gezim esnasında tanıştığım tüm insanların yardımı ile çoğu kez zamandan da tasarruf ettim. Bu anlamda yardımları için de şükranlarımı sunarım.
Ve gezimize renk ve ışıltı katan Gözde Ramazanoğlu’na teşekkürlerimi ayrıca tekrarlamak istiyorum.

İnanılmaz güzel anılar biriktirdiğim bu şehirde, sizlere keyif dolu geziler dilerim.
çok güzel bir tanıtım olmuş, teşekkür ederiz… 🙂
Çok teşekkür ederim Gözde Hanım.. 🙂 sizden bu yorumu almak benim için ayrı bir mutluluk sebebi oldu. Sevgiler, Saygılar 🙂