Edinburgh Gezi Notları
Edinburgh şehir merkezi Old Town ve New Town olarak ikiye ayrılmıştır.
Old Town Ortaçağ’dan taş binaları ve dar sokakları ile dönemin karanlık tarihini ve cadı avlarını anımsatıyor.
New Town ise Georgian tarzı mimari yapısını sergiliyor. Geniş ve düzenli caddeler etrafında sıralanmış binalar ve parklar şehir planlamasının en güzel örneklerinden bir olduğunu gösteriyor.
Prenses Street ana cadde oluşunun bütün gereklerini size sunuyor. Butikler, oteller, alışverişe dair herşey.
Bizim kalmış olduğumuz George Street ise şehrin elit bölgesi olduğunu hissettiriyor. Ünlü butikler, restoranlar, mücevher mağazalarıyla popüler bir cadde.
Castle Rock volkanik oluşumunun üzerinde muhteşem Edinburgh Kalesi bulunur. Kesinlikle görülmelidir.
Yıl boyunca 12 festival yaşar Edinburgh . Yaz ayları ürperten serinlikte geçerken, sanat aşkı içinizi ısıtır.
Edinburg Temmuz ve Eylül aylarına uluslararası 9 festivali yaşatır. Bunlar ;
Edinburgh Festivali
Jazz Festivali
Fringe Festivali
Kitap Festivali
Güzel Sanatlar Festivali
Military Tattoo
Film Festivali
Festival of Politics
Edinburgh Mela
Ilkbahar ise Paganizmden gelen adetlere dayanan Easter Festivali zamanıdır. İskoç kültürünün tamamının sergilendiği bu festival kesinlikle görülmelidir.
Bütün festivallerin bütçesi ayrılır ve her birinin yüzde 50’si devlet ve yerel yönetim tarafından karşılanmaktadır.
Fringe Festivali
Bir festivali bir kentin her sokağı mı yaşar ? Evet!
Her an, her yerde, her köşebaşında, bir meydan da, bir parkta. Süprizlere hazırlıklı olun. Bu FRİNGE:)))
Fringe, Ağustos ayında başlayıp 3 hafta süren bir festivaldir . Bu yıl 1-25 Ağustos tarihlerinde Edinburgh’a mutlaka uğrayın.
1947’de 2. Dünya Savaşı sonrası kendilerini toparlamak ve sıkıntılı günleri geride bırakmak adına belediye tarafından Uluslararası Edinburgh Tiyatro Festivali kurulmuştur. Davetli olmayan 8 tiyatro grubu ise, ısrarlı tutumlarını sürdürerek, alternatif gösterilerini sergilemişlerdir. Tiyatro, müzik ve film dallarında oluşan festival programı, şu anda ana festival programını aşarak bir performans sahnesi olmuştur resmen.
Sanatın desteklenerek bu yıl 67.Fringe Festivali‘ni yaşayacak olan şehir 500 binlik nüfüsunu ikiye katlıyor bu günlerde. (İngilizce “Fringe”: Kenardaki, öteki, alternatif, marjinal vb.)
İskoç milliyetçiliği her yerde karşınıza çıkıyor. İngiltere ile muziplik ölçüsünde İskoç üstünlüğünün kıyaslandığı bir gerçek. 18 Eylül 2014’te yapılacak referandumun sorusu ise; İskoçya bağımsız bir ülke olmalı mı? yüzde 60 ile hayır cevabı önde.
Fringe için , 3000‘e yakın oyun, 40 binin üzerinde temsil, 300 kadar tiyatro mekanı bulunuyor. Insanın aklını alıyor resmen. Edinburgh ise 40 a yakın tiyatro salonu olan bir şehir. Normal yaşamın aktığı aylar da bile cazip değil mi ?
Festival dünyanın en büyük sanat festivalidir.60 ülkeden 20.000 sanatçı ve 2 milyon biletin satıldığı bir etkinlilk.1947 yılından beri yapılıyor.
Edinburgh Ulaşım
Bizim Edinburgh maceramız ise aşağıdaki gibi; THY nin tarifeli seferi ile İstanbul’dan Edinburgh’a geldik. Taksi veya metro ile merkeze gitmek yerine Otobüsleri tercih etmenizi öneririz. Hem ucuz (3,5 Pound) ve hem de çevreyi görerek 15 dk içinde merkezde oluyorsunuz. (Otobüste internet vardı) Bu otobüsleri ne zaman görsem hafif yaklaşarak maillerime bakıp, twittera girdim 🙂
Avrupanın birçok şehrinde olduğu gibi tur otobüsleri burada da var. Şehrin tamamını gezmek mümkün.Metro kısıtlı olduğu için tavsiye ederiz.
Edinburgh’da Konaklama
George Street üzerindeki George Hotel ‘de 3 gece-4 günlük konaklamamız başladı.
Bu cadde lüks mağaza ve tasarımcıların ofisleri, sık restorant, kafe ve otelleriyle ünlü. Edinburgh genelde bu dönemde güneşli fakat arada yağmur yağıyor.Şemsiye bulundurmanızı tavsiye ederim ,sıcaklık 15-20 derece civarında.
Edinburgh’u uzun yazılar yerine resimler eşliğinde anlatmak istiyorum.
Hard Rock Cafe ‘nin Dondurmalı Apple Pie ‘ı süper.Kahve ve free internet eşliğinde çektiğiniz resimleri sosyal medyada arkadaşlarınız ile paylaşabilirsiniz. Birçok retauranttan aldığınız fişlerin altında festival biletleri için indirim şifresi var, kaçırmayın.
Rosse Open-Air Theatre , amatör müzik gruplarının konser verdiği çok güzel bir alan.Princes Street üzerindeki konser alanına mutlaka uğrayın. Bu alanı baştan sonra yürüyerek keşfetmenizi öneririz , yeşil parklar ve dinlenme alanları çok güzel.
Royal Mile caddesi gün içinde sokak gösterilerinin yapıldığı çok kalabalık bir cadde . Gençler küçük gösteriler eşliğinde akşam için bilet satıyorlar.Bu cadde üzerinde günün nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.
İskoçya Meclisini mutlaka görmelisiiz , halkına bu kadar yakın ve doğal olması müthiş.Uygun zamanda giderseniz binayı gezdiren turlara katılıp bir oturumu izleyebiliyorsunuz. Bina içinde İskoçya tarihi ile ilgili belge ve resimler var.Binanın mimarisi çok farklı ve güzel.
Meclis içinde İskoç Klanları ve özellikleri hakkında çok fazla bilgi var (Aşağıdaki döküman Klanların birleşme anlaşması) .
İskoç bir arkadaşımızın sipariş verdiği kumaşı ararken her klanın farklı bir rengi ve deseni olduğunu öğrendik.Çok farklı bir kültür , sadece bu konu için bile 1 gün gerekiyor.
Royal Mile üzerinde yerel ve ünlü kıyafetleri bulmanız mümkün fakat çok pahalı 🙁
Ulusal Sanat Galerisi kafesinde mola verip güneşlenebilirsiniz. (free intenet 🙂 )
Yerel Çay Dükkanları çok farklı. Ev yapımı kekler , pastlar ve İngiliz çayı çok güzel.Buraları genelde bayanlar işletiyor , satılan ürünleri de kendileri yapıyor. İçeride masa örtüsü , servisleri ve insanları ile çok sıcak bir hava var.
Cafe Truva bir Türk dükkanı ,Türk yemekleri ve Türk kahvesi hasretinizi burada giderebilirsiniz.
http://www.cafetruva.com/ Royal Mile üzerinde
Kaleyi gezerken dinlemek için mola verdiğiniz kafelerde yerel kıyafetli tur rehberleri ile karşılaşabilirsiniz.
Princes Street köşesinde her akşam canlı sokak konseri var . (CD almak isterseniz 5 Pound)
Kalenin içinde akşamları askerlerin gösteri alanı var. Burada yapılan gösterilere mutlaka gidin , müzik ve gösteri çok farklı.
Fringe Festivalinde kelimenin tam anlamı ile kendimizden geçtik. Siz de Ağustos ayında bir Edinburgh planı mutlaka yapın.
İyi eğlenceler 🙂
Gezecegiz.com’u Facebook ve Twitter üzerinden takip etmeyi unutmayın 🙂