Hepimiz hayatımız boyunca bir kere bile olsa kişisel gelişim kitabı okumuşuzdur.  Kişisel gelişim kitaplarının genelde iki tane mottosu öne çıkar. Bunlar aynı zamanda bütün dinlerde de ortak olan düşüncelerdir.

Birincisi pozitif düşünce size her zaman kazandırır. Ikincisi ve benim de konuma örnek olan kısmı ise; bir şeyi gerçekten ve kalpten istiyorsanız önünüzde hiçbir gücün duramayacağıdır.

Benim anlatacağım ise bu kalpten istemeye örnek olacak bir hikaye.

Seyahati aşırı sevmemiz ve her fırsatta bir yerlere kaçmayı fırsat bildiğimiz için, eşimle bir süredir 2015 seyahat planlarını yapıyorduk. Eşim yılbaşında, yeniyıl zamanı çok canlı olacağını düşündüğü ve görmeyi de çok merak ettiği Brugge’e seyahat yapmayı teklif etti. Yalnız o dönem yeni doğan kızımızın henüz 3 aylık olmasından ve fırsat bulamamızdan seyahati gerçekleştiremedik. Bir yandan 2015 yılında gideceğimiz yerleri henüz planlayamamaktan bir yandan da hala kış mevsiminde olmamıza mütevellit evden çıkamamak bizi iyice bunalıma sürükledi. Tam bu noktada Beşiktaş bizim imdadımıza yetişti.

Biz ailecek iyi Beşiktaşlıyız. Ailemden birçok kişi kongre üyesi.Yaklaşık 25 senedir de Istanbul’daki maçların %70’inden fazlasını İnönü stadında izleme şansımız oldu. Ancak şimdiye kadar hiçbir yurtdışı deplasman deneyimimiz olmamıştı.

Ta ki UEFA Kupası kurasında Club Brugge takımını çekene kadar…

Şimdi bir geri dönüş yapalım. 27 Şubat Cuma günü sat 14:00 ‘te kura çekimi yapılacaktı. Kuradan 2-3 saat önce eşimi arayarak; Beşiktaş’ın UEFA kupasındaki rakibi için kura çekileceğini, 15 rakipten bir tanesinin de Brugge olduğunu söyleyerek, çıkması halinde tekrar sormadan uçak biletini alacağımı söyledim. Brugge fikri eşimi çok heyecanlandırmıştı düşünmeden evet dedi. Aynı şekilde abim ve kuzenlerimi de aradım ve Brugge çıkarsa uçak biletini alacağımı söyledim. Hatta onlar da aynı şekilde alacaktı.

Neden öncesinde haber verdim ve acele etmemiz gerektiğini söyledim ? Çünkü biliyordum ki benim kura çekiminin 15 dakika sonrası aldığım bilet 1 saat sonra ya tükenecek yada fiyatı kat be kat artıcaktı;  ki nitekim öyle oldu bilet  4 katı fiyata çıkmıştı.

Kura zamanı , heyecan dorukta ve kura çekimi yapıldı. 15 rakipten biri olan Brugge bize çıktı. Hemen bankayı arayarak eşimle benim için millerle uçak biletini aldık.  Hatta aynı şekilde kuzenim de eşi ve çocuğu ile birlikte uçak biletini aldı.

İlk maç 12 Martta Brugge’de olacaktı. Henüz vizemiz olmadığından vize için de hızlıca harekete geçmem gerekiyordu. Uçak biletini aldıktan sonra hemen Belçika’dan vize almak için konsolosluğu aradım ve 5 Mart’a randevu verdiler. Süremiz azdı ve hızlıca evrakları hazırlamaya koyulduk. Kuzenlerimin vizesi vardı neyse ki.

Bu saatten itibaren zorluklar ardı ardına gelmeye başladı.

Öncelikle tüm UEFA maçlarında özellikle Batı Avrupa’da oynanan maçların hepsi 22:05 ‘te başlarken bizim maç başlama saati 20:00 olarak açıklandı. Belçika saatine göre 19:00. Eyvah! Çünkü bizim uçak bileti 14:20’ deydi. Uçağımız herhangi bir rötar olmazsa Belçika saati ile 17:10 gibi Brüksel’e inecekti. Vize görüşmesi vs derken çıkmamız en iyi ihtimalle 17:30. Brüksel – Brugge arasını trenle geçecektik ve o da yaklaşık 1 saat 20 dakika sürüyordu. Yani maça yetişmemiz bile tehlikeye girdi !

Bu stresten sonra bizi zorlayan ikinci açıklama geldi. Brugge takımı Beşiktaş taraftarları için sadece 1200 bilet ayırdığını açıkladı. Beşiktaş kulübü de bu sayının çok az olduğunu bu sebeple sadece BJK Travel üzerinden tur alanlara bilet temin edilebileceğini bireysel olarak gidecekler için bilet satışı yapılmayacağını açıkladı. Bunda da var bir hayır diyerek Brugge tarafından alacağımızı tam düşünmeye başlamıştık ki Brugge Kulübünden açıklama geldi : Trübünleri Türklerin istila edeceği düşünülerek sadece Belçika kimliği olanlara satış yapılacaktı.

Rüya gibi başlayan bir macera kabusa dönüşmeye doğru adım adım gidiyordu.

O dakikadan itibaren bilet bulmak için tanıdık araştırmalarına başladım. Eşlerimiz 4 tane bilet bulma zorluğunu düşünerek kendilerinden feragat ettiler. Yani kuzenim ve benim için 2 adet bilet arıyorum.

Bu arada evraklar hazırlandı ve vize görüşmesine gittik, herşey iyi bizce eksik yok ama vize sonucunu ve  pasaportları en iyi ihtimalle Salı günü yani maçtan iki gün önce teslim edeceklerini söylediler.

Pazartesi oldu ve dostlardan birinden iki adet bilet haberi geldi.

Bu arada maça yetişme problemini de çözebilmek için uçak biletini geri alma çalışmalarına başladım. Aynı gün sadece saat değişikliği için 300€ bedel çıkardılar. Ben bileti mille almama rağmen satış fiyatı o kadar değildi.

Bu arada karşımıza bir zorluk ve üzüntü verici bir şey daha çıktı. Kuzenim oğlu ve eşi ile birlikte hastalandı ve gelmeleri tehlikeye girdi. Doktorlar,ilaçlar,tedaviler para etmedi ve kuzenlerim istemeyerek de olsa doktorun yönlendirmesiyle gelmekten vazgeçmek zorunda kaldılar 🙁

Kuzenim için aldığım maç biletini de eşim maça gelmeyeceğinden başka birine verdim.

Uçuştan bir gün önce Atatürk havalimanına gitmeye ve bir önceki uçakta yer varsa binmeyi zorlamaya karar verdim. Burada da dostlar devreye girdi  ve biletimizi  önceki uçakla değiştirebildik.

Brugge-Beşiktaş maç hazırlıkları
Brugge-Beşiktaş maç hazırlıkları

İçimizde büyük heyecanla uçağımıza bindik ve güzel bi uçuşun ardından Brüksel Uluslararası Havalimanına indik. Neyse ki havalimanı çok küçük ve bizimle aynı anda başka uçak inmediğinden ülkeye girişteki vize görüşmesi kısa sürdü. Bizimle aynı uçakta gelen ve konuşmalarından oraları bildiğini düşündüğümüz orta yaşlı bir gruba (Saygılar Ali abi :)) trenle Brugge‘e gitmek istediğimizi bunu en kolay nasıl yapabileceğimizi sorduk. Tren saatlerine 17:10’da orada olacak şekilde bakmıştık. Saati geri alabileceğimizi hesap edemeyip erken saatteki tren seferlerine bakmamıştık. Ali abi de yeğeninin Amsterdam’dan minibüs ile geleceğini sıkışık gitmenin sorun olmaması halinde beraber gidebileceğimizi söyledi . Bizim için bu bulunmaz bir nimetti. Toplam 9 kişi minibüs ile Brugge yolunu tuttuk. Arabadaki ikramın ve bize gösterdiği saygıyı anlatamam. Hepsine ayrı ayrı teşekkürler.

Brugge_Beşiktaş maç hikayesi
Brugge_Beşiktaş maç hikayesi

Minibüste sohbet ederken iki çocuğumuz olduğunu ve büyük kızımızı babaanneye,  küçük kızımızı ise anneanneye bırakıp maça geldiğimizi duyunca bu herkesin çok hoşuna gitti ve eşime de maç bileti ayarlamaya çalışacaklarını söylediler ve ayarladılar da !

Kasım ayında sadece bir hayal ile başlayan Brugge gezisi gerçek bir rüyaya dönüştü 🙂 Beşiktaş’ımız galip gelemese de bizim için inanılmaz bir deneyim oldu. Bu arada maçtan sonraki 3 gün Brugge, Gent ve Brüksel’i de gezdik.

Brugge Beşiktaş

Tekrar başta söylediklerime dönecek olursam; bir şeyi kalpten ister ve inanırsanız önünüzde açılmayacak kapı, kalkmayacak engel kalmaz.

Gerçekten isteyin , inanın ve asla vazgeçmeyin

Erhan Tatlici

 

 

 

Yeter ki gezmek iste…” te bir düşünce

  1. Gunes AKDOGAN diyor ki:

    Gerçekten istedikten sonra hayatla ilgili gereken planları yapmak ve en zoru olan ilk adımı atmak kalıyor. Bu tür hayat öyküleri yola çıkmak isteyenlere cesaret verecektir. Teşekkürler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir